8 Mart 2013 Cuma

6. Gün, Prag: Boğulmak, Bıçaklanmak, Mancınıkla Atılmak veya Gözüne Mil Çekilmek İçin En Romantik Yer

Hostel'e yerleştiğimizde herkesin süngüsü düşük vaziyetteydi, kızlar yatakların üstüne bayıldılar. Ama ben yarın sabah gideceğim için şehri gezmem lazımdı, bu yüzden ablamla ücretsiz düzenlenen yürüyerek şehri dolaştığınız turlardan birine katılmak için çıktık. 
Hostel Mango


Eski Şehir'e gitmek için Charles Bridge'den (Karl Köprüsü) geçmemiz gerekiyordu ki orası da zaten Narnia'daki evlerin çatısından geçen yol gibiydi.

Charles Bridge

Köprünün iki yanı heykellerle çevrili, hemen hepsi aziz ve azizelerden oluşuyor.


 

Kimisini Kraliçe'nin günah çıkartırken söylediklerini anlatmadı diye tam o köprüde, heykelin olduğu noktada nehre atmışlar (hatta tam olarak şu amca), kimi heykelin de şans getirdiğine inanıldığı için herkes başına üşüşüp ellerini orasına burasını sürtüyordu. Heykellerin tam listesi ise şurada var. 



Köprünün sonunda şu yukarıda resmini koyduğum nöbetçi abiyi geçtikten sonra buluşma noktasını aradık. Reklamını gördüğüm tur kişi azlığından dolayı işlemeyecekmiş, biz de başka bir tura yama olduk hemen. 



Narodni Galerie (National Gallery) önündeki meydanda buluştuk, üstteki resimdeki pembe binanın minik parçası bahsettiğim yer. Daha güzel bir fotoğraf için bkz. aşağısı:


Narodni Galerie
Bina sanki  pembe tüllü elbiseler giymiş prensesler içinde çay içsin diye yapılmış. Binanın ismini ararken gerçi oranın öyle resimlerine rastladım ki of aman of. Örnek için bkz.


Astronomi Saat Kulesi



Buralara düşüp ölmüşler işte



Tur rehberi geldikten sonra birlikte dolanmaya başladık. Benzerini yapamasın diye mimarının gözlerine mil çekilmiş Astronomi Saat Kulesi'ni ve ne demeyeyse artık mancınıklarla fırlatılan, ve şimdi düşüp öldükleri noktalarda haç işareti bulunan meydanı gezdik önce. Orloj dedikleri bu saat kulesi dünyanın en eski üçüncü saat kulesiymiş ve kurulduğu günden beri çalışan da en eski saatmiş. her saat başında 12 havari şeklindeki hareketli modeller minik pencerelerden başlarını uzatıyor. 


Astronomi Saat Kulesi (Orloj)
Pencerelerin alt kısmında ise (saatin yuvarlak kısmının hemen üstünde, sağda ve solda), diğer zamanlarda hareketsiz duran ama her saat başında havarilerle beraber harekete geçen dört figür var. Bunlar saat inşa edildiği zaman en çok nefret edilen 4 şeyi simgeliyormuş wiki'ye göre. Soldaki eli aynalı adam kibri, hemen yanında elinde altın bir kese tutan adam açgözlülüğü, sağ kısımdaki iskelet ölümü, onun yanındaki eli sazlı emmi ise ehl-i keyfliği sembolize ediyormuş. Bunların sırasıyla adları Vanity, Miser, Death veeee sıkı durun the Turk. Bohem hayatını icat eden adamlar vaktinde bizim keyfimize düşkünlüğümüzü sorguluyormuş meğerse. Kulenin daha iyi çözünürlüklü bir fotoğrafını daha koyuyorum ama bunda yalnızca Ölüm ve bizim emmi var, diğer ikisi çıkmamış. İlk resmi ben 14MP gariban Canon'umla çektim ama aşağıdakini Sena'nın muhteşem yarı-profesyoneliyle çekmişler.


Türk emmi sazını çalarken havariler pis pis gözümüzün
içine bakıyor
Sonra nerelere gittiğimizi tam hatırlamıyorum ama fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla bir Sith Lordunu ziyaret etmişiz, sol köşedeki tip de bizim rehber.


Prag Opera Binası
Akabinde bazı sokaklardan geçip kardeşlerin kanlı biten bıçaklı taht kavgası ve sonrasında gelişen pişmanlıklara dair bir hikaye dinledik...


Kardeşinin ölümüne sebep olan kardeş bu meydanın iki
yanına bir şeyler inşa ettirmiş
... sonra Çek Merkez Bankası'nın önünden geçtik. Tepesindeki heykel olmasa resmini bile çekmezdim.



Görüyorsunuz işte (babaanne gözlükleri takılıp eğirilen yünün üzerinden bakarak) elalemin adamları en sıkıcı binalarına bile aslan süren herifler koyuyorlar. Taşıdığı meşale de cabası.

Ne gezimi, ne de Prag'ı anlatmayı bitirebildim ama artık kalanları başka yazılara. Yeni post 3 gün sonra mı gelir, 3 ay sonra mı bilemem. Hepimize aslanlı günler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder