17 Haziran 2012 Pazar

2. Gün: Viyana. Bölüm III.

Freud'a veda ettikten sonra yemek yediğimizi yazmıştım. Çıktığımızda yerler ıslaktı, hatta hafif hafif yağmur atıştırıyordu. Leyla&Nehir kardeşlerin çizgisini takip ederek Votivkirche'yi ziyaret ettik önce. Ki gerçekten ziyaret ettik, kilise boştu, dua eden kimse yoktu biz de gönlümüzce fotoğraf çekip, vaftiz suyuna bakıp çeşitli pozlar verdik. 


Viyana sırılsıklam
Votivkirche
Vaftiz suyu


Kiliseden çıkışta ıslak yollardan geçerek az ilerideki Rathaus'a (Belediye Binası) vardık. Gerçi ben güneş gözlüklerimi kilisede unuttuğum için yarı yoldan geri döndüm, çift tur yapmış oldum. Aşağıda da bunun resimleri var:
Rathaus'a yürürken
Rathaus




Üstünde muhteşem bir baykuş heykeli olan Viyana Teknik Üniversitesi'ni aştıktan sonra şu an ismini hatırlamadığım (maps'ten baktım, Karlskirche'ymiş) yeşil kubbeli bir kilisenin önünde ve yakınlardaki parkta biraz mola verdik. 
Viyana Teknik Üniversitesi
Karlskirche






Normalde kilisenin ön cephesine bakan kısımda geniş bir süs havuzu var, fakat biz gittiğimizde içinde su yoktu. 
Hava artık hafiften kararmaya başlamıştı, biz de Museum's Quartier'nin içinden geçerek, şehre ayak bastığımdan beri görmek için yanıp tutuştuğum Cafe Sacher'a gittik.
Vienna Secession binası: Ver Sacrum
Der zeit ihre kunst der kunst ihre freiheit





Vienna Secession, 1890larda historicist sanat anlayışından kurtulmak için Viyana sanat topluluğundan ayrılan bir takım sanatçılar tarafından kurulmuş. Kendilerine üs olarak yukarıdaki binayı inşa etmiş ve adını da Ver Sacrum koymuşlar. Klasiği tekrar etmek istemediklerini söylerken kendilerine kadim bir ayin ismi seçmeleri ne ironik. O yıllar Viyana'nın en canlı zamanlarıymış herhalde, Freud da yazılarını o dönemde yazmaya başlamış . Viyana'nın şu an etinden sütünden pek bir faydalandığı Gustav Klimt, ve adını benim bile duyduğum Otto Wagner gibi isimler hep bu secession'ın (ayrılıkçı Viyanalı Sanatçılar Birliği -_-) parçasıymış.


Neue Hofburg
"His aedibus adhaeret concors
populorum amor":
In this building is 
the harmonious love 
of the people

Cafe Sacher'a giderken bir önceki gün dolaştığımız Hofburg kısmına geri döndük ve önceden görmediğimiz Neue Hofburg'a uğradık. Bahçesi (Burggarten) ve binanın kendisinden hoşlanmıştım hoşlanmasına ama, bir yerlerden de tanıdık geliyordu, fakat bir türlü adını koyamıyordum.
Sonra Şüheda birden, "Burası Aşk ve Gurur'daki Mr Darcy'nin evine benzemiyor mu?" deyince bende taşlar yerine oturdu. Hakikaten de Pemberley'den tek eksiği önünde dere olmayışıydı. (şimdi maps'ten baktım da, aslında bir havuzcuk varmış - herhalde karanlıktan seçemedim.)
Oradan Cafe Sacher'a ulaşmak beş dakikalık bir yol. Akşam karanlığında yalnız yürümeyi hep sevmişimdir, ama Viyana'da, yani başınıza bir şey gelmeyeceğinden eminken ve arkadaşlarla beraberken yürümenin de ayrı bir lezzeti var.
Goethegasse, Viyana
Cafe Sacher, ilk çıkışı 1800'lere uzanan bir tatlının, Sachertorte'nin orijinal olarak yapıldığı tek yer. Hotelsacher'ın hemen alt katında, şirin mi şirin bir cafe&restoran.
Viyana'da içtiğim en güzel melange'ı burada içtim, Sachertorte'si de daha sonra diğer yerlerde yediklerime nazaran en güzeliydi. Yokluğunda aranılacak bir şey değil, varlığında çöpe atılacak şey de değil. Orta karar bir tatlıydı bence. Bir de kesinlikle Avusturya'nın en güzel tuvaleti buraya aitti :)) Hani olur da buralara yolunuz düşerse, planınızı ona göre yapın :p
Ve sonra, gene düştük yollara...



1 yorum:

  1. Viyana hayaliyle yaşayan biri olarak ilgiyle okudum ellerine sağlık.

    madambfashion.blogspot.com
    Bloguma beklerim bende

    YanıtlaSil