30 Haziran 2012 Cumartesi

3. Gün: Viyana. Bölüm II

Yağacağını ne zamandır alenen açık eden yağmura Schwarzenbergplatz 'ta yakalandık. Tedbir kraliçesi şahsımda bile şemsiye yoktu ne yazık ki :( Koştura koştura Ubahn durağına gittik, arada benim kas gevşetici ihtiyacımdan apothek de bakındık ama erken kuşlar şehrinde o saatte açık eczane bulamadık tabii. 
Metro durağı kazılırken eski bir ibadethane bulunmuş, minik bir camdan onu gösteriyorlardı:
Virgilkapelle
Virgilkapelle tanıtımı










Metroya binmemiz de amaçsız değildi elbet. Önünden sürekli geçip durduğumuz ama bir türlü içine giremediğimiz Stephansdom'u gezmeye karar vermiştik. Heyhat, acı kader yakamızı bırakmadı ve yağmurun ve soğuğun üstüne ziyaretçilere kapalı bulduk katedrali. Ama yine de kürsüye kadar ilerleyemesek de mumların yakıldığı alandan bir kaç resim çekmeyi başarabildik.
Stephansdom - Aziz Stephan Katedrali
Kös kös dışarı çıktığımızda Leyla, "Hadi size bahsettiğim Osmanlı bayrağını ezen heykeli göstereyim," dedi. Biz de katedrali bu sefer dıştan tavafa koyulduk.
Dikkatle bakarsanız, ezilen askerin elinde
hilal olduğunu göreceksiniz :P
Leyla'nın bize göstereceği tek şey bu değildi tabii. "Aaa sizi mahzene, Zwölf Apostelkeller'e götürmedim değil mi?" sorusunu duyduğumuzda "Efeem?!" diye bakakalmıştık. "12 Havari" dediğinde benim aklımda uyanan bir mahzen kilisesi oldu. Biz de "E hadi götür bakalım!" diye cevap verince minik ara sokaklardan geçtik...

Yer belirlemek amacıyla heykel ezberledik...

Ve karşılaştığımız ise...

Bu meyhane oldu :P
Şimdi yalan yok, dekarosyonu şahane ama kokusu felaketti. Zevk içicileri için muhteşem bir yer olduğuna hiç kuşkum yok, ama ben burnumu tıkamak zorunda kaldım.
Bu da kapılarındaki ilan imiş

Geceyi Leyla'nın dondurmacısında tamamladık. Ah ama o nasıl dondurmaydı öyle... Avrupa'nın dondurmasını gözden artık çıkarmıştım ki imdadıma yetişti.
Dondurmacının adını hatırlamıyorum, ama emin olun öğreneceğim :) Bir de orada öğrendim ki, Viyana'da menüde yazsın yazmasın, melange istersen sana melange getiriyorlar. Ben menüde bulamayıp latte istemiştim, sonraları çok ağladım bir melange'ı yok yere yitirdim diye aaah melange... vah melange... özlemimsin melange...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder