Münih, tıpkı Londra gibi zone(bölge)lara ayrılmış bir şehir ve toplu taşıma biletlerinin fiyatları da ona göre artıyor. Dachau, hava limanı ile aynı zone'daydı, ben de bu yüzden tüm zoneları kapsayan (Gesamtnetz) günlük bilet almıştım 11,20 Euro'ya. Tek binimlik fiyatı 10 Euro olduğu için bu kesinlikle çok daha iyi bir tercih, böylece tüm toplu taşımaya inip inip binebiliyorsunuz. Fakat sonraki 3 gün için (Cumartesi-Pazar-Pazartesi) 14,30 Euro'ya yalnızca merkezdeki üç zone'u kapsayan Innenraum bileti aldım. Bu da tüm gezime yetti. Ek olarak sadece Pazartesi hava alanına giderken, innenraum'un kapsamadığı zone'lardan geçmek zorunda olduğumdan, yalnızca o zone'ları (Außenraum) kapsayan tek yönlük bir bilet aldım. Onun fiyatı da 2,60'tı. Aslında bu metodu hava alanından şehre giderken de kullanabilirdim de, ama o zaman da innerraum biletini validate etmek için (öğğ) trenden inmem gerekecekti falan. Bir de tek yön olduğu için bilet Dachau'ya gidemeyecektim.
Ayh amma çene yaptım. Almanların ne kadara adi olduklarından bahsetmiş miydim? Tur otobüsünün şoförü ayağımı uzattım diye beni neredeyse dövecekti, herhalde aynayı falan kapattım ama öyle öküz gibi de davranılmaz insana.
![]() |
Deutsches Museum |
![]() |
Deutsches Museum'un yanından Isar |
![]() |
Deutsches Museum'un terasından |
![]() |
Schloss Nymphenburg |
Perilerin sarayı diye kereste usülü çevirebileceğimiz bir ada sahip bu sarayın çevresinde kendi tüylerini yolup yolup duran pek çok ördek ve kuğu efendiler vardı, mahallenin kabadayıları sıfatını da layıkıyla hak ediyorlardı. Hani yarın öbür gün kavgaya adam götürmem gerekse bunları toplarım he. Kendilerini yakından tanımak isterseniz biraya tıklayabilirsiniz.
Sarayın bahçesinden çıkarken iki şeyi fark ettim: 1) Hava kararmıştı 2) Telefonumdaki tüm paralar yok olmuştu. Oraya gitmeden önce uygun internet pakedi sunan gsm şebekelerini araştırmış ve birinde karar kılmıştım ama kaldığım evdeki kızlardan biri Turkcell Europe'u almamı önerdi. Ben de baktım hem iyi bir internet sözleşmesi var, hem de Türkiye daha ucuza aranıyor aliyim bari dedim, aldım ve internet paketine üye oldum. Ya da öyle sandım. Aslında sanmam çok doğal, çünkü bana "paket üyeliğiniz onaylanmıştır" mesajı geldi. Ama Turkcell bu yaa, sanki adının sonuna Europe gelince farklı mı olacak? Meğer üye olamamışım, çünkü sim'i ilk aldığında içinde olan bakiyeyle pakete yazılamıyormuşsun, bir daha yükleme yapman gerekiyormuş. Hem bunu şartlarda yazmıyorlar (ben 6 fontluk yazıları bile okuyorum) , hem üye kaydınız oldu diye mesaj atıyorlar, ben de farkına varmadan paketten yiyorum diye tüm bakiyemi yeyip hazmetmişim kaldım öylece malak gibi. Saraydan çıkıp eve gidince kızların telefonundan arayıp müşteri hizmetlerine çemkirdim, iadenizi Pazartesi yapacağız dedi kadın . Ben Pazartesi dönüyorum peheeey.
Bir de yaşadığım başka bir aksilik o akşam fotoğraf makinamı "yaa şarjı dolu yeee" diye şarja takmamam oldu. Tamam yaa, bu aksilik değil tamamen benim salaklığımdı. Ama ceremesini ertesi gün çekecektim.
Bu günün resimlerine toplu halde bakmak için buraya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder