15 Mart 2014 Cumartesi

İngiltere Ajandası

Jane bacımızın resmi Oxford'dan ama, sedası Bath'dan

Seyahatin fikri forumda çıktı. Ayşe Nur, Jane Austen başlığına şöyle bir şey yazmıştı:
http://www.janeausten.org/jane-austen-museum-chawton.asp

Günün birinde.
Ben de ardından şunu demiştim:
Jess inanamazsın, hani harry potter turu geyiği dönmüştü de ben çok daha ucuzunu hazırlarım demiştim ya, sonra manyak olduğumdan tabii şuraya da gideriz buraya da diye gerçekmiş gibi plan yaptım ve burası da "süpriz"lerden biri olacaktı :P hani orijinal planda gözükmeyecek ama sonra size ta daa yapacaktım :P hey gidi  :P
Ayşe Nur'un cevabı:
Ayşe Abla, inanırım.  



Tolkien ve kalemdaşlarının buluşma yeri, Oxford

Seyahatle ilgili konularda karşı taraf "hayal" olarak bile ortaya atmış olsa gerçeğe dökmek için kendimi yırtmakla ilgili bir takım problemlerim var. Bu sefer de öyle oldu. "Ehehehe ne güzel olur yee" den başlayıp işi 6 kişilik bir gezi planına dönüştürdüm. Sonra 4 kişi gideceğimiz kesinleşti. Ben, Ayşe Nur, Ayşe'nin uzun soluklu ama benim o zamanlar tanımadığım arkadaşı Meva ve bizim Nur. Nur'un planları iptal oldu, pasaport çıkarttığı halde uyduramadı. Bu yüzden biz kalan üç kişi gitmeye karar verdik.
İflah olmaz bir fictionist'im Tanrım!

Planın ilk aşamasında İngiltere'deki korkunç tren bileti fiyatlarından ötürü Londra dışına çıkmakta çok isteksizdim, yalnızca Oxford ve Jane Austen hatırına (zaten tüm hikaye oradan türememiş miydi?) Bath'a gitmeye olur veriyordum. Garibim kızlar da üzülüyor, ama bir şey diyemiyorlardı. Sonra ulaşım için orada korkunç ucuza getirebileceğimiz otobüsler olduğunu öğrenince ipleri saldım: Stonehenge, Cardiff, Lacock ve kızlara "sizi Türkiye'ye yollayıp ben Liverpool'a gidecem eheh" dememin ardından Liverpool da listeye eklendi. Ama iki haftada altından kalkılacak iş değildi bunlar. Londra'yı gezmeye vakit kalmayacaktı bu sefer! Madem öyle işte böyle diyerek plana bir hafta daha ekledik ve o son haftayı backpacker olarak bir o şehirde bir bu şehirde geçirmeye karar verdik. Bavulları o sırada staj için Londra'da bulunan ablamın evine atacak, biz sırt çantalarımızla keşfe devam edecektik. Tabii böylece Dublin, Edinburgh ve Glasgow da plana dahil olunca (ne doymaz tiplermişiz ya Rabbim!) gezinin ucunu bucağını takip edebilene aşk olsun!


Seni de unutmadık elbette Rowling'ciğim, kıps ;)

Ben yine de aşağıya seyahate hemen başlamadan önceki programımızı başka bir posta koyuyorum. Hem bizden sonra gidecekler için bir fikir olsun, hem de bizim için tatlımtrak bir hatıra olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder